menu menu

Kekemelik erkeklerde kızlara oranla daha fazla görülüyor

Global health news > Kekemelik erkeklerde kızlara oranla daha fazla görülüyor
Kekemelik erkeklerde kızlara oranla daha fazla görülüyor
Trabzon

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesinde görevli dil ve konuşma terapisti Çağıl Özyılmaz, 22 Ekim Dünya Kekemelik Günü dolayısıyla AA muhabirine verdiği, kekemeliğin erken çocukluk döneminde, genellikle 2-4 yaş aralığında başlayan ve duraklayan yüksek sıklıkta veya uzun süreli kesintiye uğrayan bir akıcılık bozukluğu olduğunu söyledi.

Kekemelikte oluşan kesintilerin ses, hece veya tek heceli tekrarı, seslerin uzatılması veya duraklar şeklinde olduğunu ifade eden Özyılmaz, bunların yanı sıra kişide parça değiştirme, "ıı, şey" gibiler ekleme, göz durduğu, ayak kesme, baş hareketi gibi hareketlerin gözlenebildiği dile getirildi.

Özyılmaz, görülen kekemelik değişiminin ve bundan etkilenmenin, kişinin değişebildiğine işaret ederek, "Nedeni tam olarak bilinmemekle kek beraberemelik genetik faktörlerden etkilenmekte ve fizyoterapik, dilsel, motor, nötralizasyon ve nöronların müdahale edilmesi halinde çok boyutlu bir etiyolojiye (nedeni aydınlatılan bilim dalı) sahip olduğu Kaygı, korku, yaşanan travmalar gibi psikolojik durumların kekemelik nedeni değildir." diye konuştu.

"Kekemelik sadece konuşma bozukluğu değil, aynı zamanda iletişim bozukluğudur"

Kekemeliğin erken çocukluk döneminde görülme oranı yüzde 5 iken, yetişkinlik dönemindeki yaygınlığının yüzde 1 olduğunu kaydeden Özyılmaz, "Yapılan incelemeye göre kekemelik, erkeklerde kızlara oranı 4 kat daha fazla görülüyor. Erken çocukluk döneminde ortaya çıkan gelişmesel kekemelik yüzde 80 iyileşebilmekte ancak geri kalan kısmı kronik hale gelebilmektedir." dedi.

Özyılmaz, kekemeliğin kronik hale gelmesinde bazı risklerin göz önünde bulundurularak dikkat edildiğini belirterek, parçaları şöyle sürdürdü:

"Bu risk oranları arasında kekemeliğin 3,5 krizden sonra başlaması, ailede kekemelik öyküsünün gerçekte, cinsiyetin erkek olması, kekemelik gruplarının olan başka dil ve konuşma bozukluklarının olması, kekemelik doğumunun bir harften daha uzun süreli devam ettiği ve devam eden süreç sıklık ve şiddette düşme olmaması, kişinin mizaç özelliklerinin sayılabilmesi. Kronikleşmeye ilişkin öğeleri gösteren unsurlar ise, tekrarları sonrasında uzatma ve blok şeklinde takılmaların devam etmesi, kişinin konuşmasına yönelik olumsuz duygu ve parlamaların devam etmesi

Kekemeliğin sadece bir konuşma bozukluğu değil aynı zamanda bir iletişim bozukluğu olduğunu vurgulayan Özyılmaz, sayıları şöyle tamamladı:

"Kekemelik yaşayan kişiler akranları ile zorlanabilir, yaşam kalitesi düşebilir, sorunlar yaşayabilmektedir. Aileler de aynı zamanda kaygı, korku ve durum zorlukla yaşayabilmektedir. Kekemelik terapilerinde amaç kekemeliğin tamamıyla ortadan kalkması mümkün değildir. Olumsuz duygu ve değişen kekemeliğe karşı duyarlılıksızlaşmanın sürdürülmesi amaçlanmaktadır."

Kaynak: AA